Anayasa’nın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü; 10. maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." hükmü; 55. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında sırasıyla; "Ücret emeğin karşılığıdır." ve "Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır." hükümleri yer almaktadır.
Anayasa'nın 10. maddesi ayrımcılık yasağı biçiminde düzenlenmemiş olsa bile eşitlik ilkesinin anayasal bağlamda her durumda dayanılacak normatif bir değer taşıması nedeniyle ayrımcılık yasağının da etkili bir şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Başka bir deyişle eşitlik ilkesi somut bir ölçü norm olarak ayrımcılık yasağını da içerir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Ek 33.maddesinde; "Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenir. (Ek cümle: 2/1/2014 - 6514/10 md.) Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerin-de tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir. Ancak ayda aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60 saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.
Bu madde hükmü, üniversitelerin yataklı tedavi kurumlarında çalışan ve 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 50 nci maddesinin (e) bendi kapsamında bulunanlar ile yataklı tedavi kurumlarında çalışan ve 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Kanunun ek 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında bulunanlar hakkında da uygulanır.
İcap nöbeti tutan ve bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir icap nöbeti saati için, icap nöbeti süresi kesintisiz 12 saatten az olmamak üzere, yukarıda nöbet ücreti için belirlenen ücretin yüzde 40'ı tutarında icap nöbet ücreti ödenir. Bu şekilde ücretlendirilebilecektoplam icap nöbeti süresi aylık 120 saati geçemez." kuralına yer verilmiştir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği'nin 42. maddesinde "Nöbet hizmetleri evde nöbet, normal, acil, branş nöbeti olarak dört şekilde yürütülür. Acil ve branş nöbetlerinin hangi hallerde, tutulacağı hastanenin türüne, iş durumuna, personel mevcuduna, hizmetin gereklerine göre baştabib tarafından tesbit edilir. Eğitim Hastanelerinde de uzman ve uzmanlık eğitimi görenlerden kimlerin hangi nöbete gireceklerini ve ne nöbeti tutacaklarını da baştabib tesbit eder. A) İcapçı nöbeti (Ev nöbeti): Uzman adedi nöbet tutacak miktarlardan az, fakat birden fazla olan kurumlarda uzmanlar sırayla ev nöbetini tutarlar. Bunun için aylık ev nöbet listeleri hazırlanır. Ev nöbetçisi mesai saatleri dışında kurumun idari ve tıbbi her türlü gereklerinden sorumludur. Ev nöbetçisi akşam vizitlerini yapmaya, mesai dışında bulunduğu yeri bildirmeye, kuruma her davette gelmeye mecburdur." düzenlemeleri bulunmaktadır.
Benzer uyuşmazlığa ilişkin olarak; Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünün 2018/9074 Başvuru numaralı ve 03.07.2019 tarihli kararında özetle; "Başvurucu, bir üniversite hastanesinde uzman doktor olarak görev yapmaktadır. Başvurucu; tuttuğu acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin nöbet ücretlerinin ödenmesi talebiyle Üniversite Rektörlüğüne (İdare) başvuruda bulunmuştur. İdare, başvuruya süresinde cevap vermemiştir. Başvurucu, söz konusu idari işleme karşı İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Mahkeme ödenmeyen nöbet ücretlerinin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar vermiştir. İstinaf incelemesi sonucunda Bölge İdare Mahkemesi kesin olarak davanın reddine ve davacıya nöbet ücreti ödenmesinin mümkün olmadığına hükmetmiştir.
Başvurucu, acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine tabi diğer personele nöbet ücreti ödenmesine rağmen, bazı uzman doktorlara nöbet ücreti ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür...
Mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık iddiasının incelenmesinde öncelikle Anayasa'nın 10. maddesi çerçevesinde benzer sebebin ve farklı muamelenin mevcut olup olmadığı tespit edilip, bu bağlamda aynı ya da benzer durumdaki kişiler arasında mülkiyet hakkına müdahale bakımından farklılık gözetilip gözetilmediği belirlenmiştir. Bundan sonra farklı muamelenin objektif ve makul bir temele dayanıp dayanmadığı ve müdahalenin ölçülü olup olmadığı sorgulanarak sonuca varılmıştır.
Somut olayda 2547 sayılı Kanun hükümlerine tabi uzman doktor olarak görev yapan başvurucuya tuttuğu acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin olarak 657 sayılı Kanun'un ek 33. maddesinde yer alan hüküm gerekçe gösterilerek nöbet ücretleri ödenmemiştir.
Bu aşamada Sağlık Bakanlığına bağlı merkezlerde nöbet tutan (uzman doktorlar da dâhil) tüm memurlar ile sözleşmeli personelin nöbet ücretinden yararlandığı görülmektedir. Üniversitelerin yataklı tedavi kurumlarında ise 2547 sayılı Kanun'a tabi tıpta uzmanlık öğrencilerine, diğer memur ve sağlık personeline nöbet ücreti ödenmektedir. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı olmakla birlikte üniversitelerce birlikte kullanılan sağlık tesislerinde nöbet tutan öğretim üyelerine de nöbet ücreti ödenmesine ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Bu durumda aynı sağlık kuruluşlarında nöbet hizmetine tabi olup nöbet ücretine hak kazanan kişilerin karşılaştırma yapmaya müsait olacak şekilde benzer durumda oldukları açıktır. Öte yandan yukarıda değinilen ilgili düzenlemelere göre diğer sağlık personeline nöbet ücreti ödenip 2547 sayılı Kanun'a tabi olarak çalışan uzman doktorlara ödenmemesinin farklı muamele teşkil ettiği de kuşkusuzdur. Bu durumun nesnel ve makul bir gerekçeye dayandırılmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı görülmüştür.
Daha somut olarak ihlalin nedeni, 657 sayılı Kanun'un ek 33. maddesi ile bu Kanun'a atıf yapan 2547 sayılı Kanun'un 62. ve 2914 sayılı Kanun'un 20. maddelerinin ilgili diğer mevzuatla birlikte mahkemelerce uygulanması sırasında ayrımcılık yasağını ihlal eden yorum şeklinden kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak somut olayın koşulları altında 657 sayılı Kanun'a tabi uzman doktorlar ile 2547 sayılı Kanun'a tabi uzman doktorlar arasında nöbet ücreti yönünden bir farklılık yaratıldığı dikkate alındığında bu durumun mülkiyet hakkına yönelik ayrımcı bir muameleye yol açtığı anlaşılmıştır. Bu şekilde objektif ve makul bir gerekçe gösterilmeden mülkiyet hakkına yapılan ayrımcı müdahale nedeniyle başvurucuya aşırı bir külfet yüklenmesine yol açılmıştır. Dolayısıyla başvuru konusu olayda mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle, mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir..." şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin belirtilen kararı doğrultusunda uyuşmazlığa ilişkin mevzuat incelendiğinde; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinde, "Öğretim Elemanları, Yükseköğretim Kurumlarında görevli, öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, okutmanlar ile öğretim yardımcılarıdır."; (m) bendinde ise "Öğretim üyeleri; Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ..." şeklinde tanımlanmış, " Özlük Hakları " başlıklı 62. maddesinde, "Üniversite öğretim elemanları ve üst kuruluşlar ile üniversitelerdeki memur ve diğer görevlilerin özlük hakları için bu Kanun, bu Kanunda belirtilmeyen hususlar için Üniversite Personel Kanunu, Üniversite Personel Kanununda hüküm bulunmayan hususlar için ise genel hükümler uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun "Kapsam" başlıklı 2.maddesinde, "Bu Kanun 04/11/1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi üniversite öğretim elemanlarının aylık, ödenek ve şair özlük haklarını kapsar" kuralına yer verilmiş olup, ayrıca, aynı Kanunun 20. maddesinde ise, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmış bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; kamu görevlilerinin mali ve parasal haklarının, özlük hakları kapsamında kabul edildiği, bu kapsam içinde değerlendirildiği, üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının (akademik personelin) özlük hakları konusunda da, yükseköğretime ilişkin genel düzenlemeler içeren 2547 ve 2941 sayılı Kanunlarla, düzenlemeyen hususlarda ise genel hükümlerin (657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin) uygulanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Örnek olayda, davacı, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalında Öğretim Görevlisi uzman doktor olarak görev yapmaktadır. Davacıya, Üniversiteye bağlı hastanede icap nöbeti görevi verildiği ancak 657 sayılı Kanun'un ek 33. maddesinde sayılan kişilerden olmadığı gerekçesiyle nöbet ücretinden yararlandırılmadığının ihtilafsız olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan; Anayasa Mahkemesinin yukarıda yer verilen kararında da belirtildiği üzere, Sağlık Bakanlığına bağlı merkezlerde nöbet tutan (uzman doktorlar da dâhil) tüm memurlar ile sözleşmeli personelin nöbet ücretinden yararlandığı, Üniversitelerin yataklı tedavi kurumlarında ise 2547 sayılı Kanun'a tabi tıpta uzmanlık öğrencilerine, diğer memur ve sağlık personeline nöbet ücreti ödenmekte olduğu ve bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı olmakla birlikte üniversitelerce birlikte kullanılan sağlık tesislerinde nöbet tutan öğretim üyelerine de nöbet ücreti ödenmesine ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Bu durumda; her ne kadar 657 sayılı Kanunun nöbet ücretlerini düzenleyen Ek.33. maddesinde, üniversite öğretim elemanları (akademik personel) açık bir şekilde zikredilmemekte ise de, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi Kararı ve bu hususta yapılan açıklamalar ile gerek 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun " Özlük Hakları " başlıklı 62. maddesi ve gerekse de 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun Kanunun 20. maddesinde yer alan; "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı" hükmü birlikte dikkate alındığında; 2914 sayılı Kanuna tabi öğretim görevlilerinin de 657 sayılı Kanunun Ek. 33. maddesi kapsamındaki nöbet ücretlerinden yararlanması gerektiği kanaatine varılmış olup, buna göre ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalında Öğretim Görevlisi doktor olarak görev yapan davacının,icap nöbetini tutmuş olması ve bu nöbetleri karşılığında izin kullanmasına müsaade edilmemiş olması halinde, 657 sayılı Kanunun Ek. 33. maddesi kapsamında icap nöbeti ücreti ödenmemesi ve bu kapsamdaki başvurusunun reddi yönündeki işlemde hukuka uygunluk yoktur.