Borçluya karşı başlatılan icra takibinin kesinleşmesi ve alacaklının haciz talep etmesi halinde borçlunun bilinen adresine veya ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese hacze gidilir. Hacze gidilen adresi ayrıca belirtmemizin nedeni; istihkaklı haczin gerçekleştirilip taraflardan birinin hacze itiraz etmesi halinde icra müdürünün istihkak iddiası hakkında karar verme aşamasında önem arz etmektedir.
Haciz esnasında borçlu 3. kişi lehine veya bizzat 3. kişi istihkak iddiasında bulunabilir. Bu durumda iddia olunan bu hususlar icra tutanağına geçirilerek istihkaklı haciz gerçekleştirilir. İstihkaklı haczin gerçekleşmesi halinde tarafların izleyeceği yol, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 96 – 99. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yazımızda istihkak iddiası halinde tarafların istihkak davası açması için izleyecekleri yol, borçlunun ve üçüncü şahsın zilyetlikleri yönünden ayrı ayrı incelenecektir.
Borçlunun elinde haczedilen mallara ilişkin istihkak iddiası
Bu şekilde gerçekleştirilen hacizde iki seçenek vardır: Birincisi; borçlu, haczedilen malların kendisine ait olmadığını, 3. kişiye ait olduğunu söyleyip 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilir. İkincisi ise; 3. kişi, borçlunun elinde haczedilen malların kendisine ait olduğunu, borçtan kendisinin sorumlu olmadığını, bu nedenle de mallarının haczedilemeyeceğini ilişkin istihkak iddiasında bulunabilir. Bu husus İİK’nın 96. maddesinin 1. fıkrasında[1] düzenlenmiştir.
İstihkak iddiasında bulunulması halinde alacaklı ve borçluya tanınan itiraz
Borçlunun haciz esnasında istihkak iddiasında bulunması ve alacaklı ve/veya vekilinin de haciz esnasında istihkak iddiasına itiraz etmesi halinde bu husus tutanağa geçirilir. Bu durumda alacaklı ve/veya vekiline itirazda bulunması için İİK madde 96/2’de[2] belirtilen itirazda bulunması için 3 günlük süre verilmesine gerek yoktur. Haciz esnasında itiraz edilip tutanağa geçirilmesi yeterlidir.
şahsın haciz esnasında istihkak iddiasında bulunması ve alacaklı ve/veya vekilinin ya da borçlunun haciz esnasında istihkak iddiasına itiraz etmesi halinde yine bu husus tutanağa geçirilir ve istihkak iddiasına itiraz için süre verilmez. Bu durumda da alacaklı ve borçlu mahalde hazırsa ve istihkak iddiasına itiraz edip de bu durum tutanağa geçirilmiş ise ilgili İcra Müdürlüğü tarafından istihkak iddiasına itiraz için süre verilmesine gerek yoktur.
İİK’nın 96/2. maddesinde alacaklı ve borçluya verilen 3 günlük itiraz süresi alacaklı ve borçlunun haciz esnasında mahalde bulunmaması halinde geçerlidir. Nitekim istihkaklı haciz esnasında mahalde bulunmayan alacaklı ve borçlu tarafından 3 günlük itiraz süresi içerisinde istihkak iddiasına itiraz edilmez ise istihkak iddiası kabul edilmiş sayılacaktır.
İstihkak iddiasına itiraz halinde işletilen prosedür:
İİK. madde 96/2’de belirtilen istihkak iddiasına karşı alacaklı ya da borçlu tarafından itiraz edilmesi halinde ilgili İcra Müdürlüğü tarafından icra dosyası, takibin devamı ya da taliki hakkında bir karar verilmek üzere İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderilir. İcra Hukuk Mahkemesi ya takibin talikine karar vererek istihkak iddiasında bulunan tarafı haklı kabul eder ya da takibin devamına karar vererek istihkak iddiasını haksız bulur.
İcra Hukuk Mahkemesi tarafından takibin talikine karar verilmesi halinde istikhak iddiasında bulunan kişiden alacaklının muhtemel zararına karşılık teminat alınır. Takibin devamına karar verilmesi halinde ise 3. şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde İcra Mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu süre zarfında dava açılmadığı takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır. Takibin devamına ilişkin verilen İcra Mahkemesi kararları kesindir.
İstihkak davası genel hükümler çerçevesinde ve basit yargılama usulü uygulanarak yürütülür ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır. Bu davalara adli tatilde de bakılır.
Borçlu ve 3. şahsın haciz mahallinde bulunmaması halinde istihkak iddiası
Haciz esnasında istihkak iddiasında bulunacak borçlu ve 3. şahsın mahalde bulunmaması hali ise İİK. 96/3’te[3] düzenlenmiştir. Buna göre eğer haczedilen mallara ilişkin borçlu veya 3. şahıs istihkak iddiasında bulunacak ise haczin gerçekleştirildiğini öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde istihkak iddiasında bulunması gerekir. Eğer belirtilen süre içerisinde istihkak iddiasında bulunmaz ise aynı takipte bir daha istihkak iddiasında bulunamaz.
Borçlunun veya 3. şahsın sonradan istihkak iddiasında bulunması halinde de İİK. 96/2’de belirtilen şekilde alacaklı veya borçluya itirazlarını bildirmeleri için 3 günlük süre verilir ve itiraz halinde işletilmesi gereken prosedür aynen burada da geçerlidir.
Üçüncü şahsın elinde haczedilen mallara ilişkin istihkak iddiası
İİK 99. maddede düzenlenmiştir. Haczedilen mal borçlunun değil de 3. şahsın elindeyse ve haciz esnasında 3. şahıs istihkak iddiasında bulunmuşsa istihkak iddiası tutanağa geçirilir. Bu durumda İİK. 96. maddede belirttiğimiz alacaklı veya borçluya tanınan itiraz hakkı bulunmamaktadır. Doğrudan icra müdürü tarafından alacaklıya, 3. şahıs aleyhine istihkak davası açması için 7 günlük süre verilir. Bu süre alacaklıya tebliğden itibaren başlar. Süresi içerisinde dava açılmaması halinde alacaklı istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır.
Borçlu ile 3. şahsın malı birlikte elinde bulundurmaları halinde istihkak davası:
İİK. madde 97/a’da[4] düzenlenmiştir. Buna göre, borçlu ile 3. şahsın haczedilen malı birlikte elinde bulundurmaları halinde mal, borçlunun elinde haczedilmiş sayılacaktır. Bu nedenle işletilmesi gereken prosedür İİK. madde 96-97 olacaktır.
Ancak, borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran 3. kişi lehine bir karine konulmuştur: Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara ait olduğu açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek icabı olanlar bu kişilerin sayılır. Bu durumda aksini ispat yükü iddia eden tarafa düşmektedir
Uygulamada dikkat edilmesi gereken durumlar:
İcra dairelerinin talep olmadan çoğu işlemi yapmadığı düşünüldüğünde yargılamanın uzamaması için tarafların dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır: Örneğin; Malın borçlunun elinde haczedilip istihkak iddiasında bulunulması ve itiraz edilmesi halinde icra müdürünün alacaklı veya borçluya 3 günlük itiraz süresi vermesini beklemeye gerek yoktur. Zira istihkak iddiasına itiraz zaten haciz esnasında yapılmıştır. Burada süreci kısaltmak adına alacaklı veya borçlu, haciz esnasında istihkak iddiasına itiraz edildiğini belirtip dosyanın karar verilmek üzere İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep edebilir.
Hacze gelinen adres, borçluya ait bir adres ise veya ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ise bu durumda mal borçlunun elinde haczedilmiş sayılır ve İİK. 96-97. maddeleri uygulanır. Hacze gelinen adres 3. şahsa ait ise veya ödeme emrinin tebliğ edilmediği adres ise bu durumda malın 3. şahsın zilyetliğinde haczedildiği kabul edilmelidir. Ancak uygulamada haczedilen adres 3. şahsa ait olsa da haciz mahalinde borçluya ait evrak vs. bulunması halinde icra müdürü haczedilen malı borçlunun elinde sayarak İİK. 96-97. maddelerini uyguluyor ve istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyayı İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verebiliyor. Bu durumda istihkak iddiasında bulunan 3. şahsın İİK. madde 16/1’de[5] belirtilen icra memur muamelesini şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararı vardır çünkü, İİK. madde 96-97’ de ispat yükü istihkak iddiasında bulunan tarafta iken İİK. madde 99’da ispat yükü istihkak iddiasına itiraz eden alacaklıdadır.
İİK. madde 99’un varlığı halinde istihkak iddiasında bulunmuş olan üçüncü kişi, alacaklının dava açmasını beklemeden ona karşı istihkak davası açabilir. Bu durumda dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmez. Aynı zamanda 3. şahsın madde 99’a göre dava açması halinde ispat yükü yer değiştirmez. İspat yükü yine alacaklıdadır.
Av. Gamze ÇELİKKOL
[1] “Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra tutanaklarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir.”
[2] “İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.”
[3] “Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder.”
[4] “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.”
[5] “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.”