Günümüzde teknolojik imkanların gelişmesine paralel olarak elektronik denetleme sistemleri, trafik denetimlerinde aktif olarak kullanılmaktadır. Ancak, elektronik denetleme sistemi verileri ne kadar güvenilirdir? Zaman zaman; " ben anılan sokakta hiç bulunmadım ya da ben o şehre bile gitmediğim halde bana hatalı park, kırmızı ışıkta geçme ya da hız sınırına uymama nedeniyle ceza geldi. Ne yapmam gerekir? " şeklinde sorular almaktayız. Çalışmamızda ofisimize bu konu kapsamında gelen sorulara yanıt vermeye çalıştık.
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, trafik idari para cezalarına karşı itiraz kural olarak mercii; sulh ceza hakimlikleridir. Bazı istisnai hallerde ise, kanunda açık hüküm bulunmak kaydıyla, idare mahkemesine başvurulmaktadır. Sulh ceza hakimliğine başvuru süresi, trafik idari para cezasının tebliğinden itibaren 15 gün iken, idare mahkemesine başvuru süresi ise, idari yaptırımın tebliğinden itibaren 60 gündür.
Konumuza dönecek olursak; trafik kural ihlalinin tespitinde çoğunlukla sabit ya da seyyar kameralardan faydalanılmaktadır. Bu kameralar kimi zaman plaka ve hız tespiti de yapabilmektedir. Yine alkol kullanımı seviyesini ölçmek için alkolmetre isimli cihaz kullanılmaktadır.
Hemen belirtelim ki; sulh ceza hakimlikleri ve idare mahkemeleri tespite yarayan cihazın verdiği sonucu yahut tespiti karine olarak doğru kabul etmektedirler. Ancak, cihazın kalibrasyon ayarları ve bakımının düzenli olarak yapılıp yapılmadığı kimi zaman mahkemece idareden sorulmaktadır. Bu bakımdan, hakkınızda yapılan tespitin doğru olmadığını düşünüyorsanız; mahkemeden cihazın kalibrasyon ayarlarının ve son bakımının son olarak ne zaman yapıldığı ile belli tarihte yapılması gereken son bakımının yapılıp yapılmadığının araştırılmasını isteyebilirsiniz.
Diğer bir husus ise; " ben anılan sokakta hiç bulunmadım ya da ben o şehre bile gitmediğim halde bana hatalı park, kırmızı ışıkta geçme ya da hız sınırına uymama nedeniyle ceza geldi " şeklindeki yakınmalardır. Bu şekilde bir durum varsa, bu hususun itiraz dilekçesinde mutlaka dile getirilmesi gerekmekte ve "benim anılan tarihte orada olmadığım araştırıldığında görülecektir. Ogs, Hgs, mobese verilerine bakılabilir. " yazılmalıdır.
Benzer hususta Yargıtay'ın da kararları mevcuttur:
Yargıtay 7. Ceza dairesi tarafından verilen 09.12.2014 gün ve E:2014/17324, K:2014/20836 sayılı karar şöyledir; " Dosya kapsamına göre itiraz eden M.. S.. O..adına kayıtlı .. plakalı araç hakkında fahri trafik müfettişi tarafından ceza tutanağı tanzim edildiği, itiraz edenin ihlal anında aracının Mardin ilinde olduğunu ve bu durumun mobese kayıtları ile de görülebileceğini savunduğu, bu durumda ihlali gerçekleştiren araç plakasının ceza tutanağına yanlış yazılmış olabileceği gözetilmeksizin, tutanaklardaki bu çelişki açıklığa kavuşturulmadan başvurunun kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İzmir 7.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 15.08.2013 gün ve 2013/453 D.İş sayılı kararının CMK.nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA "
Yine Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından verilen 16.07.2014 gün ve E:2014/12311 , K:2014/14662 sayılı karar şöyledir; " ... plakalı araca ilişkin düzenlenen anılan idari para cezası karar tutanağına yönelik olarak; o anki görevin yoğunluğu nedeni ile ve bir çok araca aynı işlem yapıldığından sehven plakanın rakam veya harf grubundan birinin yanlış alındığının belirtildiği nazara alınarak itirazın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Konya 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 01.11.2013 gün ve 2013/903 değişik iş sayılı kararının CMK'nun 309/4.maddesi uyarınca BOZULMASINA "