İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında ihtiyacın samimi ve gerçek olduğuna ilişkin örnek kararlar
1 - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.10.2015 tarihli 2014/6-224 Esas ve 2015/2354 sayılı Kararı:
Reşit olan bir kimsenin ayrı meskende oturması yasal hakkıdır. Anne veya babası ile birlikte oturmaya zorlanamaz. Dinlenen davacı tanıkları ihtiyaçlı olan davacının halen annesi ile birlikte oturduğunu artık annesinden bağımsız ayrı bir evde yaşamak istediğini bildirmişlerdir. Bu olgu tek başına konut ihtiyacının varlığını kabule yeterli olup bağımsız bölümün uzunca bir süre davacının mülkiyetinde olmasına rağmen davacının bu güne kadar kiralananda oturmayı tercih etmediği ve bundan sonrada oturma niyetinin bulunmadığına yönelik mahkemenin kabulü yerinde değildir. Bu bakımdan mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
2 – Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16.06.2015 tarihli 2015/966 Esas ve 2015/6001 sayılı Kararı:
“Dosya kapsamı itibariyle davacının damadının dava açılmadan önce İstanbul İli Tuzla ilçesine tayininin çıktığı, torununun ise dava açıldıktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesine kaydının yapıldığı dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar davacının damadının dava açıldıktan sonra tayininin çıktığı ve dava açılmadan önce kira bedelinin artırılması için ihtar çekildiğinden, davacı yönünden ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Kira ilişkisinin devamı süresince kira bedelinin artırılmasının istenmesi doğal olup, bu isteğin aleyhine değerlendirmek olanaksızdır. Kira bedelinin artırılması istemi tek başına ihtiyacın samimiyetsizliğini göstermez. Ayrıca davacının damadının dava açılmadan önce tayininin İstanbul'a yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı dinlettiği tanıklarının beyanları ile de ihtiyaç iddiasını kanıtlamıştır. Bu durumda ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”
3 - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27.11.2013 tarihli 2013/15472 Esas ve 2013/16012 sayılı Kararı:
“ Dinlenen davacı tanıkları; davacının son zamanlarda mali durumunun bozulduğunu, çektiği krediler nedeniyle bankalara borçlarının bulunduğunu, ihtiyaçlının dava konusu yerde çay ocağı işleteceğini bildirmişlerdir.
…
Toplanan tüm delillerden; ihtiyaçlının emekli ve boşta olduğu, halen çayevi olarak işletilen işyerini yine çay ocağı olarak kullanacağı, dava konusu yere ihtiyacı bulunduğu, ihtiyacın gerçek ve samimi olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece tahliye davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değildir.”
4 – Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2017 tarih 2017/5999 Esas ve 2017/16198 sayılı Kararı:
“Davacı, kiralananda derneğin amacı doğrultusunda engellilerin eğitim ve rehabilitasyonuna yönelik kurslar düzenleneceğini, engelli sorunlarının görüşüldüğü aylık toplantıların da lokalde yapılacağını belirterek ihtiyaç nedeni ile tahliye talebinde bulunmuş, dinlenen tanıklar bu iddiayı doğrulamış, 15.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda da kiralananın davacının ihtiyacına uygun nitelik ve özellikte olduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamı itibariyle ihtiyaç iddiası kanıtlanmış olup ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.”
5 – Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 08.05.2017 tarihli 2017/2650 Esas ve 2017/6685 sayılı Kararı:
“Dava, davacının marina içerisinde bulunan çamaşırhanenin şarap evi olarak kullanılması ihtiyacının doğmasına dayanmaktadır. Dinlenilen davacı tanığı müşterilerin çoğunluğunun yabancı olduğunu, şarap talebinin karşılanması için marina içerisinde şarap evine ihtiyaç olduğunu, bu nitelikte başka yerin de olmadığını, ihtiyaçlının ihtiyacının samimi olduğunu bildirmiştir. Kiralananın yapılacak işe uygun olduğu da keşfen belirlenmiştir. Bu durumda ihtiyacın samimi, gerçek ve zorunlu olduğunun kabulü icab eder.”