İNTERNET BANKACILIĞI DOLANDIRICILIĞI NEDENİYLE DOĞAN ZARAR VE BU ZARARIN BANKADAN TAZMİNİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Olay:
Davacının (X) Bankası … şubesindeki hesabından 20.04.2016 tarihinde bilgi ve onayı olmaksızın talimatı dışında (Y) kişisine; miktarı 48.000,00 TL olan havale işlemi gerçekleştirilmiştir.
Davacı, havale işleminden telefonuna Kısa mesaj(SMS) olarak gelen "Bekleyen işleminiz var” mesajıyla haberdar olmuştur.
Davacı, kısa mesajın(SMS) gelmesini müteakip internet bankacılığına erişmeye çalışmışsa da banka sistemine tanımlı olan telefon numarasının yine talimat dışında tanımlı durumdan çıkarılmış olması nedeniyle davalı bankaya ait internet bankacılığı sistemine erişememiştir.
Davacı bunun üzerine önce bankayı telefonla aramış sonra banka şubesine gidip şube müdürüne durumu izah etmiş ve zararının giderilmesini istemiş ise de sonuç alamamış ve zararının tazmini için dava açmıştır.
Banka açılan davada kendini şöyle savunmuştur; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, söz konusu EFT işleminin davacı şirketin sürekli kullandığı IP’den yapıldığını, davacının hesap bilgilerini koruyamadığını, bankanın gerekli uyarıları yaptığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Davacı ... San. Ve Tic. Ltd. Şti., davalı ... Bankası A.Ş.' nin İstanbul … Şubesi müşterisidir. Davalı banka nezdindeki ... nolu hesabında 20/04/2016 tarihinde saat 13:57:39 da ilgili İP adresi cihazı kullanılarak davalı ...' a ait yine davalı bankanın Zeytinburnu şubesinin ... nolu hesabına 48.000,00 TL tutarında havale yapıldığı, bu havalenin davacı bilgisi dahilinde olmadığı, davacı cep telefonuna gelen bir mesajla havaleden haberdar olduğu ve akabinde bankaya başvurması neticesinde yapılan havalenin kısmen iptal edildiği ve bloke konulduğu ancak yapılan havalede 10.000,00 TL miktarın davalı ... tarafından çekildiği anlaşılmış, denetlenebilir ve olaya uygun bilirkişi raporu ile gerek 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 61. maddesi, gerek 4389 Sayılı Bankalar Kanununun ilgili maddesine göre mevduat sahiplerinin yasal hakları ve TBK nun 386 ve 387. maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde, davalı bankanın güvenli internet bankacılığı hizmeti çerçevesinde usulsüz çekilen paranın bankanın zararı niteliğinde bulunup mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, bu usulsüz işlemde mevduat sahibinin müterafik kusurundan bahsedilemeyeceği, davacıya ait şifrenin davacı kusurundan kaynaklı olarak ele geçirilmesinin söz konusu olmadığı, diğer davalı ... 'ın ise haksız olarak hesabına gönderilen parayı mal edinerek sebepsiz zenginleştiği göz önüne alındığında, bu sebepsiz zenginleşme miktarı alacağın 20/04/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi gerektiği ..." gerekçesi ile davanın KABULÜ’ne karar verilmiştir.
Davalı banka vekili, ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir.
İstinaf mercii olan Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
İstinaf mercii, davalı banka vekilinin istinaf talebini kesin olarak reddetmiştir. Bu kapsamda davacı lehine sonuçlanan davada verilen karar kesinleşmiştir. İstinaf mercii gerekçesi şöyledir; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgeler ile mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar kararının onanmasına karar vermiştir.
Değerlendirmemiz:
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (5411 S. Bankacılık Kanunu' nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. TBK.’nun 386 ve 387. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Bu çerçevede, banka, mevduat sahiplerinin güvenli şekilde işlem yapabilmesi için gerekli güvenlik altyapısını hazırlamak zorundadır. Bu kapsamda bankanın interaktif bankacılık işlemleri sırasında şifre bilgilerinin üçüncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek bir güvenlik mekanizması oluşturması gereklidir. Sistem güvenliğinin sağlanmamasından kaynaklanan zararların sorumluluğu bankaya ait olacaktır.
Somut olayda, davacının hesabında bulunan parası internet bankacılığı kullanılarak istemi dışında havale edilmiştir. Davalı banka söz konusu işlemde kusuru olmadığını, internet bankacılığı usulsüzlüklerine karşı gerekli güvenlik önlemlerini aldığını, davacının müterafik kusuru bulunduğunu ispatlayamamıştır.
Usule ilişkin süreçte sorun yaşamama adına ve haklılığı doğru şekilde ileri sürebilme ve tüm bu süreçlerin, başından itibaren hak kaybına uğramama adına bir avukat vasıtasıyla takip edilmesini önermekteyiz. Zira; ofisimize gelen bir dosyada mağdur tarafından işletilmeye çalışılan süreçte usuli hatalar yapıldığını ve bu hatalardan bazılarının hakka erişim noktasında geri dönüşü olmayan hatalar olduğunu görmekteyiz.
Av. Gamze ÇELİKKOL - Av. Selvi ÇELİKKOL