USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
Kentsel dönüşüm uygulaması kapsamındaki taşınmazların satışı esnasında ödenen tapu harçlarının iadesi için 2 farklı durum söz konusudur.
Birinci durum; harcın ödendiği tarihten itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde dava açmaktır. Bu davada; ödenen harcın, ödeme gününde itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iadesi talep edilir.
İkinci durum; harcın ödendiği tarihten itibaren 30 gün geçmiş ise öncelikle dava açma süresinin canlandırılması gerekmektedir. Bunun için de “ düzeltme-şikayet ” dediğimiz sürecin tamamlanması gerekir[1].
Bu kapsamda; öncelikle ödenen harcın ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iade edilmesi istemiyle vergi dairesine “düzeltme” başvurusu yapılır. Vergi dairesi 60 gün içinde açıkça ret yanıtı verir ya da yanıt vermezse(zımnen reddetmiş sayılır) bu defa Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına “şikayet” başvurusu yapılır ve Vergi Dairesinin talebimizi kabul etmemesinin haksız olduğu dile getirilir. Bu talebe de 60 gün içinde yazılı şekilde ret yanıtı verilir yahut 60 gün içinde yanıt verilmeyip talep zımnen reddedildiğinde; reddin oluştuğu tarihten itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde dava açılır.
ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
492 sayılı Harçlar Kanunu ile özel Kanun niteliğinde bulunan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 7/9. Maddesi[2], işlem, Kentsel Dönüşüm uygulaması kapsamındaki sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların tapu harcından istisna olduğunu kurala bağlanmıştır.
Av. Gamze ÇELİKKOL - Av. Selvi ÇELİKKOL
___________________________________________________________________________
[1] 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmış, bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatası ise, aynı Kanunun 116.maddesinde; vergiye müteallik hesaplarda veya vergilemede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması biçiminde tanımlandıktan sonra, 117.maddesinde, matrah hatası, vergi miktarında hata ve mükerrer vergi istenilmesi hesap hataları olarak açıklanmış, 118.maddesinde ise, mükellefin şahsında, mükellefiyette, konuda ve vergilendirme veya muafiyet döneminde yapılan hatalar vergilendirme hataları olarak belirlenmiştir.
[2] 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemeyi amaçladığı kurala bağlanmış; 7. maddesinin 9. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan halinde ise, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir. Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere, anılan düzenleme ile, Anayasanın 23. maddesi uyarınca sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ile görevli olan devlet, mülkiyet haklarına saygı, sağlıklı ve düzenli yerleşmenin, daha az maliyet ile en fazla sosyal faydanın temin edilmesi, kaynakların plânlı, sağlıklı ve verimli kullanılmasını ilke edinerek, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelerin yapılmasını kolaylaştırmak ve anılan dönüşümün gerçekleştirilmesini sağlamak için bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların tapu harcından istisna olduğunu kurala bağlanmıştır. Düzenlemede temel amaç; ''riskin'' ortadan kaldırılarak dönüşümün sağlanması olduğundan, Kanunda tanınan istisnanın gerek riskli yapının ilk satışı sırasında ve gerekse riskli yapının yıkılarak yenilenen yapının satışı sırasında uygulanması gerekmektedir. Aksinin kabulünün Kanunun gerekçesi ve amaç başlıklı 1. maddesi ile bağdaştırılmasına olanak bulunmamaktadır.