Açılacak dava, estetik amaçlı rinoplasti, yüze yağ enjeksiyonu, karın germe, dudak dolgusu, estetik amaçlı diş protezi uygulaması gibi işleri konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olmalıdır.
Zira davaya dayanak yapılacak maddi olgu, “estetik amaçlı rinoplasti, yüze yağ enjeksiyonu, karın germe, dudak dolgusu, estetik amaçlı diş protezi uygulaması vb.” şeklindeki estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan biçime uygun güzel bir görünüm kazandırılmak istenilmesidir.
Varılmak istenilen sonucun ve buna dayalı olguların hukuki nitelendirilmesi yapıldığında ise, tüketici konumunda olan hasta ile hekim ve/veya özel hastane arasında Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğidir.
Zira eser sözleşmelerini, diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi de sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici(Özel hastane ve/veya hekim) tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Burada, vekâlet akdindeki
gibi sonuç taahhüt edilmeksizin sadece bir işin görülmesi taahhüdü bulunmamakta, bir eserin-sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir.
Bu borcun altına giren taraf olan özel hastane ve/veya hekim, Borçlar Kanunu'nun 471. Maddesinin 1. fıkrası kapsamında işin mahiyeti gereği, işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınması anlamını taşır.
Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren, bir emek sarfı ile gerçekleştirilen sonuçtur. Yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, davalı yüklenicilerin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Burada belli bir
sonucun ortaya çıkması amaçlanır. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulmuş olur.
Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması aranır. Aksi halde eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Ayıplı eseri meydana getiren yüklenici ise ortaya çıkan ayıp ve eksiklerden ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle sorumludur.
Hatta yüklenici hangi yöntemi kullanırsa kullansın eserin ayıpsız olarak ortaya çıkması gerekir. Eser sözleşmesi hükümlerine göre, davalı özel hastane ve/veya hekimin yükümlülüğü; taahhütlerine, tıbbın gereklerine ve iyiniyet kurallarına uygun şekilde estetik ameliyatı gerçekleştirmektir.
Dolayısıyla özel hastane ve/veya hekime karşı açılacak davada; özel hastane ve doktorun yükümlülüklerini yerine getirmediği, taahhütlerine ve tıbbın gereklerine uygun ameliyat yapmadığı, estetik amaçlı ameliyatın başarısız olduğunu dile getirileceğinden davanın dayanağını eser
sözleşmesi oluşturacaktır.
1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 147. maddesinin 6. fıkrası ile “eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olacağı” düzenlenmiştir.
Bu durumda; açılacak davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olacağı ve ameliyat ile hatalı sonucun ortaya çıktığı tarihten itibaren 5 yıl içerisinde dava açılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi gereğince "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. maddesi gereğince, bu kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, "ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden" gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise, "mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak ve aynı Yasa'nın 3/1-(l) maddesinde Tüketici işlemi, "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi" şeklinde tarif edilmiştir.
Dolayısıyla "estetik amaçlı rinoplasti, yüze yağ enjeksiyonu, karın germe, dudak dolgusu, estetik amaçlı diş protezi uygulaması gibi işleri konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin ” davalar 6502 sayılı Kanun kapsamında anılan Kanunun 73/1. maddesi gereğince ihtilafın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Av. Selvi ÇELİKKOL